Çek mağdurlarından mektuplar
Çek mağdurlarından mektuplar,,
Bilmem bilir misiniz, belki de bilirsiniz, "mağrurluk" ile ""mağdurluk" arasındaki çizgi kıldan ince, kılıçtan keskindir. Hayatta öyle anlar, öyle zamanlar olur ki bu çizgiyi nasıl aştığınızı; "mağrur" iken "mağdur" durumuna nasıl kayıverdiğinizi anladığınızda iş işten, "siz sizden" geçmiş olur.
Küçük bir açıklama: Burada "çek mağdurlarını" konuşuyoruz. "Mağrurluk" kavramını olumsuz anlamda değil "gurur" anlamında kullanıyorum. Düzgün, dürüst, ahlâki değerlere, hak ve hukuk kurallarına sadık her insanın, her bireyin, her yurttaşın hissetme hakkına sahip bulunduğu "gurur" duygusundan söz ediyorum.
İş hayatını bu duyguyla sürdürürken elinde olmayan; hukuk dilinde "mücbir sebep" sayılabilecek haller sonucu, yasalar önünde bir anda "mağdur" konumuna, oradan da "mahkûm" durumuna düşenler "seslerini" duyurmak istiyorlar.
Ben de gazetecilik görevimi yapıyorum. DÜNYA okurlarından bana ulaşan isimli, imzalı "sesleri", merkez yazı işlerindeki arkadaşlarımı "kızdırmayı" da göze alarak, sütuna sığdırabildiğim ölçüde kimi "kulaklara" yansıtmaya çalışıyorum. İsimleri "saklı" tutuyorum.
Mektup-1
"Eşim ekonomik krizden dolayı iflas etti. Bizler son aşamaya kadar dayanmaya çalıştık. İş yaptığımız büyük firmalar dahi anlaşmalara uymayarak ödemelerinden ve vadelerinde bizim taşıyamayacağımız kadar üstümüze geldiler. Sonunda hem kredimiz hem de bünyemiz bunu kaldıramadı.
Çeklerimizin iş yaptığımız firmalar tarafından gerek faktoring gerekse açık çalışan tefeci firmalara bozdurulması ise bizim için geri dönülmez bir handikap oldu. Şu an eşim cezaevinde. Eşim içeri girinceye kadar Türkiye'nin tanınmış firmalarından birinde işletme müdürü olarak görev yapıyordu.
Amacımız teker teker çeklerimizi ödemek, alacak davalarımızı kapatmaktı. Duruma bakın: Eşim cezaevinde. Devletten, bankalardan milyarlarca lira kredi kullananlar, çeki senedi defter yaprağı gibi dağıtanlar, vergi borcunu ödemeyenler ceza almazken sizce bu doğru mu?"
Mektup-2
"31.12.2008 tarihi itibariyle 3167 sayılı yasanın uygulanabilirliğinin kalmadığı açıklanmasına rağmen değişik mahkemelerde beraat veya mahkûmiyete yapılan itiraza kabul veya mahkûmiyet gibi leh ve aleyte kararlar verilmesi bizlerde hukukun eşit uygulanmadığı inancını doğurmakta.
Bizler zamanında devlete vergi, çevremize istihdam, bankalara para kazandırmış saygı değer işadamı/işkadınıyken, ülke ekonomisinin yönetilememesi, özel veya kamu bankalarında gerekli düzenlemelerin yapılmamış olmasından dolayı şimdi dolandırıcı mı olduk?
Bankalar ihtiyacım olmadığı halde çek karnelerini kapıma gönderirken sanırım sorumluluklarının sadece 450 TL olmasının rahatlığını yaşıyorlardı. Aşağıda yazdıklarımız doğru ise (18 Şubat'ta kabul edilen 5838 sayılı torba yasanın çekle ilgili maddeleri) neden bizim dosyalarımıza hâlâ mahkûmiyet kararları çıkıyor. Doğru değilse, isimlerini verdiğimiz asliye ceza ve ağır ceza mahkemesi neden bu maddelerle beraat kararı veriyor?
Mektup-3
"Yüksek tahsilli, kriz kurbanı müflis tüccarım. Lütfen haberlerde işsizler kadar bir nebze de işverenlerin durumuna değinilsin. Bizim durumumuz işçilerden iyi mi? Vasıflı bir ücretli ekonomi biraz toparlanınca tekrar işini bulur. Biz tüccarlar ne yapacağız, tekrar nasıl ayağa kalkacağız?
"Yılların birikimi bütün varlığımız, kredibilitemiz, aile düzenimiz her şeyimiz gitti Bunlar yetmezmiş gibi bir de aleyhimize açılmış karşılıksız çek davalarından hapis cezalarıyla karşı karşıyayız. Geçen gün Bursa'da 34 yaşında gencecik bir tüccar karşılıksız çekine hapis cezası çıkınca kendini astı. Bu nasıl bir adalet ki, krizden dolayı batmış vatandaşlarını bir de borcundan dolayı içeri tıkıyor?
Mevcut çek yasasındaki cezai yaptırımların 31.12.2008 tarihine kadar yeni Türk Ceza Kanunu ile uyumlu hale getirilmediği için 01.01.2009'dan itibaren artık uygulanamaz olduğu; yeni yasa çıkıncaya kadar bu davalara ve devam eden mahkûmiyetlere beraat kararı verilmesi gerektiği üst düzey birçok hukukçumuz tarafından söylenmektedir. Bunların başında Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ile İ.Ü. Hukuk Fakültesi Dekanı Adem Sözüer gelmektedir."
Sorun büyük
DÜNYA'nın değerli okurları, bana iletilen mektupların bu kadarla kalmadığını belirteyim. Gerisi de var. Ama, yansıttıklarım iki ciddi ve büyük sorunu yeterince anlatıyor.
Birincisi yasama tutarlılığıyla ilgili. Mevcut çek yasası ile yeni TCK arasındaki "çek uyumsuzluğunu" dikkate almayan ve gereğini 2008 sonuna kadar yapmayan yasa yapıcı, doğan hukuk kargaşasından sorumludur. Düzeltmek de bu kurumun işidir.
İkincisi, bu hukuk kargaşasına rağmen; meselâ Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi dört ayrı çek cezasına infazı durdurma; Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararı verebilirken, nasıl oluyor da diğer bazıları mahkûmiyette ısrar edebiliyor? Yanlış "hukukun" bir bedeli yok mu? Varsa kim öder?
http://www.cekmagdurlari.com/2009/07/metris-eylemi.html
Bilgisayarınızda İnternet Explorer'in Eski Sürümünü Kullanıyorsanız Yorumları Göremeyebilirsiniz, Chrome Tarayıcı Kullanmanızı öneririz. Acil yardım talepleri için admin@cekmagdurlari.com adresine e-posta gönderebilirsiniz
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayın Sadullah Ergin, bizler sayıları yüzbinlerle ifade edilen çek mağdurlarıyız Türk Ticaret Kanunu'nun çek ile ilgili hükümleri İsviçre borçlar kanunundan tercume edilerek alınmıştır. 3167 sayili kanun çek kullanımını yaygınlaştırması gererkirken, Tamamen karşılıksız çek keşidecilerini cezalandırmaya yönelik gayri insani hükümler taşımaktadır. Bu kanun, temelde Banka ve Ticaret Araştırma Enstitüsünün Tasarısını esas almıştır. Karşılıksız çeke Hapis cezası Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine aykırı bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihinde yeni bir boyut kazanmıştır.
YanıtlaSilKarşılıksız Çek Vermekten Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay Tutuklandı Karşılıksız Çek Verdiği Gerekçesiyle Antalya'da Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay, Tutuklanarak Cezaevine Gönderildi.
YanıtlaSilKarşılıksız çek verdiği gerekçesiyle Antalya'da gözaltına alınan yönetmen Ezel Akay, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Altın Portakal Film Festivali için geldiği Antalya'da bu sabah kaldığı Dedeman Otel'de polis tarafından gözaltına alınan Ezel Akay karşılıksız çek verme suçunu konu alan 3167 Sayılı Kanun'a muhalefetten Asayis Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
Daha sonra Antalya Adliyesi'ne getirilen yönetmen Ezel Akay'ın borcunu ödemediği anlaşıldı. Adliye nezaretinde sabah saatlerinden beri bekletilen Ezel Akay hakkında Fatih Adliyesi tarafından çıkarılan tutuklama müzekkeresi bulunduğu belirtildi.
Akay daha sonra tutuklanarak Antalya E Tipi Cezaevi'ne gönderildi.