Yargıtay İçtihat Kararları
AÇTIRMASININ " yerine " ÇEK HASABI AÇMASININ
Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2006/14821
Karar No:2008/13377
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:3167 SK 16/3, 7201 SK 35
İlgili Kavramlar:Sanığın " çek hesabı AÇTIRMASININ " yerine " ÇEK HASABI AÇMASININ " yasaklanmasına karar verilmesi.
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Suat …… hakkında ANTALYA 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 06/07/2004 tarihinde 2004/147 esas ve 2004/911 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzeltilerek onama isteyen tebliğnamesi ile 12.12.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanığın yokluğunda verilen kararın, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca tebliği edildiğinin anlaşılması karşısında; usule aykırı olarak verilmiş olan temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak, asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının ; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2.maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8.maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık hakkında çek hesabı açtırma yasağı kararı verilirken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi,
3- Sanığın “ çek hesabı açtırmasının “ yerine “ çek hesabı açmasının “ yasaklanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğunda hükmün CMUK’nun 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu durumların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1- Hükmolunan sonuç ağır para cezasının 3.000 YTL olarak belirlenmesi ve adli para cezasına dönüştürülmesi,
2- Hüküm fıkrasındaki çek hesabı açtırma yasağına ilişkin bölümde yer alan “ 1 SENE” ibaresinden önce gelmek üzere “ 3167 SAYILI KANUN’UN 16/3.MADDESİ GEREĞİNCE “ibaresinin eklenmesi ve “ AÇMASININ “ ibaresinin “ AÇTIRMASININ “ biçiminde değiştirilmesi, Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.09.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDA; ŞİRKET VE ŞİRKET YETKİLİSİ HAKKINDA AYRI AYRI HÜKÜM KURULMASI GEREKTİĞİ
Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2007/473
Karar No:2008/15129
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:3167 SY 16/1-2-3
İlgili Kavramlar:KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDA; ŞİRKET VE ŞİRKET YETKİLİSİ HAKKINDA AYRI AYRI HÜKÜM KURULMASI GEREKTİĞİ.
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanıklar Nedim ……ve Selçuk İnşaat, Ticaret, Taahhüt ve Turizm Limitet Şirketi hakkında ANTALYA 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 22/12/2004 tarihinde 2004/277 esas ve 2004/934 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onama isteyen tebliğinamesi ile 17/01/2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanıklar Nedim …… ve Selçuk İnşaat, Ticaret, Taahhüt ve Turizm Limited Şirketi hakkında kamu davası açıldığı ve gerekçeli karar başlığında her iki sanık da gösterildiği halde, adı belirtilmeden ve bu nedenle infazda tereddüt oluşturacak şekilde bir sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Suça konu çek “08/12/2003” tarihinde ibraz edildiği halde, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yanlış yazılması,
3- Kabule göre de; hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2. maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8. maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 20/10/2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
AVUKAT VEKALET ÜCRETİ
Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2006/2866
Karar No:2008/3347
Kaynak:Özel Arşiv
İlgili Maddeler:Avukatlık Kanunu 164
İlgili Kavramlar:Vekalet Ücreti
Karşılıksız çek keşide etme suçunda sanık M... İ.... hakkında D.Bakır (). Asliye Ceza Mahkemsi'nce yapılan yargılama sonucu 23.02.2004 tarihinde 2001/849 Esas ve 2004/180 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 07.03.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
1- 3167 sayılı kanuna 4814 sayılı kanun ile eklenen 16/b maddesinin 4. Fıkrası uyarınca CMUK 225. maddesinin uyarısını taşıyan davetiyenin sanığın bulunduğu yer mahkemesine yazılacak 'istinabe talebi' üzerine bu mahkeme tarafından düzenlenip tebliğe çıkarılması gerekirken; yargı çevresi dışında bulunan sanığa, doğrudan davetiye tebliğinin usulsüz olduğu gözetilmeden hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Kabule göre de;
a) Sanık hakkında suça konu 30.04.2001 keşide tarihli 81691 seri numaralı çek hakkında hüküm kurulurken, hükmün esasını oluşturan kısa karar da doğru olarak çek bedeli kadar para cezasına hükmedildiği halde, gerekçeli karar da çek bedeli olan denilmesinden sonra 280.000.000 TL ağır para cezası yerine, 10.414.380.000 TL ağır para cezasına hükmedilmesi,
b) Hükmün esasını oluşturan kısa kararda 300.000.000 TL vekalet ücretine hükmedilmesine karşın, gerekçeli kararda 200.000.000 TL vekalet ücretine hükmedilmesi,
c) Hüküm tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 13. maddesi uyarınca, tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretinin hükmolunan para cezasını geçemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,
d) 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı kanunun 77.maddesi ile değişik 164/son maddesi yanlış yorumlanarak, avukatlık ücretinin katılan yerine davanın tarafı olmayan "katılan vekili" lehine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün istek gibi BOZULMASINA, 03.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
ÇEK DEFTERİNİ GERİ VERMEMEK
Daire:10
Tarih:2008
Esas No:2008/2372
Karar No:2008/3005
Kaynak:özel
İlgili Maddeler:CMK.nun 174.md.si
İlgili Kavramlar:Çek defterini geri vermemek İddianamenin iadesi
Çek defterini geri vermemek suçundan şüpheli İbrahim Efe hakkında yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen Mustafakemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 28.11.2007 tarih, 2007/2365 Soruşturma, 2007/1404 Esas, 2007/741 sayılı iddianamenin CMK.nun 174.maddesi uyarınca iadesine ilişkin Mustafakemalpaşa Sulh Ceza mahkemesinin 28.11.2007 tarih, 2007/757 iddianamenin değerlendirilmesi sayılı kararına yönelik itiraz üzerine , kararın yerinde görülerek itirazın reddine dair Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 30.11.2007 tarih, 2007/281 d.iş sayılı kararına karşı Yüksek Adalet bakanlığının CİGM.ifadeli 08.01.2008 tarih, 945 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2008 tarih, 2008/14248 sayılı tebliğnamesi ekindeki dosyanın dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya ve ekleri incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede;
“Tüm dosya kapsamına göre;Mustafakemalpaşa SCM.since şüphelinin soruşturma aşamasındaki ifadesinde çek yapraklarını vadeli olarak düzenlemiş olması sebebiyle elinde hiç çek yaprağı kalmadığını belirtmiş olması karşısında sanığın elinde çek karnesi olduğuna ilişkin delillerin nelerden ibaret bulunduğu gösterilmediğinden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de;
5271 sayılı C.M.K'nın 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verilebileceğinin belirtildiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/2 maddesinde yer alan ; “Soruşturma evresi sonucunda toplanan deliller; suçun işlendiği hususunda yeterli delil oluşturuyorsa;Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenler.” Hükmü uyarınca Cumhuriyet Savcısının dava açmasının zorunlu olduğu, suçun hukuki nitelendirmesinin de Cumhuriyet Savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece iddianamede gösterilen olaylar ile ilgili ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilecek diğer deliller değerlendirilerek yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Denilerek Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin anılan kararının bozulması istenmiştir.
Kanun yarınına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden ; Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin 30.11.2007 t,2007/281 d.iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Aynı kanunun 309/4-a maddesi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için dosyanın adı geçen mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 25.02.2008 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
ADLİ PARA CEZASINA DÖNÜŞTÜRME
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Esas No : 2006/459
Karar No : 2008/4205
Tebliğname No : 10/2004/83899
TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık İsmet B. hakkında FATİH 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 26.2.2004 tarihinde 2003/715 esas ve 2004/98 karar sayı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 31.1.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca sanığın “çek hesabı açtırmasının yasaklanmasına” karar verilmemesi, karşı temyiz olmadığından ve suç tarihi itibariyle bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Karşılıksız çek keşide etmek suçunda şikayet hakkı, 3167 sayılı Kanun’un 16/b maddesi uyarınca, çeki ibraz eden yetkili ve yasal hamil ile onun rücu hakkına sahip bulunduğu, TTK’nın 700. maddesi uyarınca ciro ve teslim yoluyla çeki elinde bulunduran kişilere ve kanuni veya akdi teminatı nedeniyle tam ödemede bulunan muhatap bankaya ait olup; suça konu çekin dosya arasında bulunan fotokopisine göre, katılanın cirosunun, ibraz edenin cirosu ile ibraz kaşesi arasında, araya sıkıştırılmış görünümünde olması karşısında, çekin, ibraz sırasında muhatap banka tarafından alınmış onaylı örneği getirtilerek, katılanın, ibraz sırasında cirosu bulunup bulunmadığının, böylece şikayete hakkı olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) Hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2. maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8. maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası (YTL) olarak belirlenmesinde ve adlî para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
b) 4814 sayılı Kanun’la değişik 3167 sayılı Kanun’un 16/3. maddesinde öngörülmediği halde, sanığın “çek keşide etmesinin” yasaklanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi..
-------------------------------------------------------------------------------------
VERGİ KİMLİK NUMARASI
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Esas No : 2006/1240
Karar No : 2008/5875
Tebliğname No : 10/2005-188981
TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Ramadan D. hakkında BALIKESİR 2. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 10.09.2004 tarihinde, 2003/956 esas, 2004/518 karar sayı ile mahkûmiyet kararı verildiği; hüküm sanık tarafından temyiz edildiği halde; yerel mahkeme tarafından evrak üzerinden 05.07.2005 tarihinde, 2003/956 esas ve 2004/518 karar sayılı ek karar ile, mahkumiyet hükmünde belirlenen 6.000.000.000 TL ağır para cezasının 6.000 YTL adli para cezasına uyarlanmasına karar verildiği, ek kararın sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığınca uyarlama kararının yok hükmünde sayılması ve 10.09.2004 tarihli mahkumiyet kararının bozulması isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 14.02.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı, dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
10.09.2004 tarih ve 2003/956 esas, 2004/518 karar sayılı mahkumiyet kararının sanık tarafından süresinde temyiz edildiği ve kesinleşmediği dikkate alınmaksızın, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen, uyarlamaya ilişkin 05.07.2005 tarih ve 2003/956 esas, 2004/518 karar sayılı Ek Kararın, hukuki değerden yoksun olması nedeniyle yok hükmünde kabul edilerek, 10.09.2004 tarihli hüküm yönünden yapılan incelemede;
1-Sanık için CMUK’nın 225. (CMK’nın 195.) maddesi gereğince düzenlenecek uyarılı davetiyenin; öncelikle bilinen son adresine (sanığın Mahkemeye bildirdiği veya daha önce kendisine geçerli bir tebligat yapılmış olan ya da Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sanık tarafından bildirilmiş bulunan adrese) gönderilmesi; tebligat memurunca, sanığın adresini değiştirmesi ve yeni adresinin belirlenememesi nedeniyle davetiyenin tebliğ edilemeyerek iade edilmesi durumunda, bu kez Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden; şikâyetçi vekilinin şikâyet dilekçesinde bildirdiği adrese doğrudan sözü edilen 35. maddeye göre yapılan usulsüz tebligata dayanılarak ve bu nedenle sanığın savunma hakkı kısıtlanarak hüküm kurulması,
2-3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2. fıkrası ile 5. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca hazırlanarak 09.04.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre; 4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31.07.2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olmasının “çekin geçerliliğini etkilemeyeceği”, 31.07.2003 tarihinden sonra düzenlenen çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise “çekin geçerli olmayacağı” kabul edildiğinden; keşide tarihi 25.08.2003 olan ve üzerinde vergi kimlik numarası bulunmayan çekin, belirtilen dönemde ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA 14.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
DURUŞMALARA KATILMAYAN ŞİKAYETÇİ
T.C.
YARGITAY
10. Ceza Dairesi
Esas No : 2006/1172
Karar No : 2008/5872
Tebliğname No : 10/2004-158337
TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Hüseyin B. hakkında BURSA 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 22.03.2004 tarihinde 2002/1054 esas ve 2004/215 karar sayı ile kurulan 3167 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine dair hükmün katılan vekil tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 14.02.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
4814 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde öngörülen açıklamalı davetiyenin, katılan vekilinin bulunduğu yer mahkemesine yazılacak “istinabe talebi” üzerine bu mahkeme tarafından düzenlenip katılan vekili adına tebliğe çıkarılması gerekirken, yargı çevresi dışında bulunan katılan vekiline davetiye gönderilip, üst üste iki oturuma katılmadığı gerekçesi ile davanın düşürülmesine karar verilmesi usule aykırı olduğu gibi, katılan vekili tarafından 27.02.2004 tarihli dilekçeyle sanığın cezalandırılmasını istemiş olmasına göre, 4814 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde aranan şikayet iradesinin gerçekleşmiş olduğu gözetilip yargılamaya devamla sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA 14.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
YARGITAY 2009 YILI İÇTİHATLAR
Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2005/153
Karar No:2009/14
Kaynak:
İlgili Maddeler:5271 CMK’nin 158, 217, 225, 226 ;3167 Sk md.16
İlgili Kavramlar:şirket temsilcisi,çek
Temyiz dilekçesi içeriginden sanik Espas Gida Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Sirketi hakkinda temyiz talebi bulunmadigi anlasilmakla, sanik Osman Karaaslan hakkinda kurulan hükme hasren yapilan temyiz incelemesinde, Uyulmasina karar verilen bozma ilami geregi sanigin hesap sahibi sirketi münferiden temsile yetkili olduguna dair belge ve varsa vekaletname getirtilip, saniktan ve müsteki sirket yetkilisinden çekin ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmedigi sorulmak ayrica, çek üzerindeki sirket kasesindeki “Ostim VD. 380 005 7572” numarasinin hesap sahibi sirkete ait vergi kimlik numarasi olup olmadigi arastirilmak suretiyle sonucuna göre hüküm tesisi gerektigi gözetilmeden, tek olan eylem vasif yönünden ikiye ayrilarak 5271 CMK’nin 158, 217, 225, 226 maddelerine aykiri olacak sekilde suçun bir vasfindan dolayi beraat, diger vasfindan dolayi suç duyurusunda bulunulmasi, Yasaya aykiri, sanik Osman Karaaslan müdafiinin temyiz itirazlari bu nedenle yerinde oldugundan, hükmün BOZULMASINA, 26.01.2009
-------------------------------------------------------------------------------------
Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2007/15325
Karar No:2009/5798
Kaynak:MAHKEME DOSYASI
İlgili Maddeler:TCK 5, 20/2, 60
İlgili Kavramlar:01.01.2009 TARİHİNDEN İTİBAREN ADLİ PARA CEZASININ "TL" OLARAK BELİRLENMESİ GEREKTİĞİ VE TÜZELKİŞİLER HAKKINDA YAPTIRIM UYĞULANMASINA OLANAK BULUNMADIĞI
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanık Mehmet S….. hakkında verilen mahkumiyet hükmünün incelenmesi:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Ağır para cezasının ; 5083 sayılı kanun’un 1 ve 2, 5252 sayılı Kanun’un 5/1. maddeleri ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1.maddesi uyarınca 1 TL’nin küsuru hesaba katılmadan belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- 4814 sayılı Kanun’la değişik 3167 sayılı Kanun’un 16/3. maddesinde öngörülmediği halde, “çek keşide etmekten” yasaklama kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Hükmolunan sonuç ağır para cezasının “4.770.00 TL” olarak belirlenmesi ve adli para cezasına dönüştürülmesi,
2-Hüküm fıkrasından “çek keşide etmesinin” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) HLM Turizm İnşaat Tekstil Gıda Kuyumculuk İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki hükmün incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nın 5, 20/2. ve 60. maddeleri ile 5252 sayılı Kanun’un geçici 1.maddesi uyarınca, tüzel kişiler hakkında yaptırım uygulanmasına olanak bulunmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istek gibi BOZULMASINA,
30.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2007/17479
Karar No:2009/8000
Kaynak:Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi
İlgili Maddeler: 3167 SY 16/1-3, CMK 225
İlgili Kavramlar:SÜRESİNDE ŞİKAYETE KONU EDİLEN ANCAK HAKKINDA İDDİANAME YLE KAMU DAVASI AÇILMAYAN SUÇA KONU ÇEKİN HÜKME ESAS ALINMASI
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-30.07.2004 keşide tarihli 4226710 seri numaralı çek hakkındaki hükmün incelenmesi:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç, ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanun’un 1 ve 2, 5252 sayılı Kanun’un 5/1.maddeleri ile 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1.maddesi uyarınca belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık hakkında tedbir kararı verilirken uygulanan yasa maddesinin gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 32.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Hükmolunan ağır para cezasının 8.000 TL olarak belirlenmesi ve adli para cezasına dönüştürülmesi,
2-Hüküm fıkrasındaki çek hesabı açtırma yasağına ilişkin bölümde yer alan “sanığın” sözcüğünden sonra gelmek üzere “3167 sayılı Kanunun 16/3.maddesi gereğinca” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-30.07.2004 keşide tarihli 4226711 seri numaralı çek hakkındaki hükmün incelenmesi:
Süresinde şikayete konu edilen, ancak hakkında iddianameyle kamu davası açılmayan suça konu çekin hükme esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA,
28.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
T.C.
YARGITAY
10.CEZA DAİRESİ
Esas no :2007/13175
Karar no :2009/8376
Tebliğname No :10- 2007/131253
TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KAARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan banık Hüseyin Yıldız hakkında ERZİNCAN 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama snucu 25.12.2006 tarihinde 2006/33 esas 2006/741 karar sayı ile krulan Beraat hükmünün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzearine; dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı' nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 12.09.2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜNÜŞÜLDÜ
1-3617 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinde düzenlenen karşılıksız çek keşide etme suçunda şikayet hakkı Türk Ticaret Kanunun 702 maddesinde açıklandığı üzere, çeki muhatap bankaya ibrazçeden yetkili ve yasal hamil ile bunun rücu hakkına sahip olduğu çek arkasındaki ciro silsilesinde imzası bulunan kişilere ait olup şikayet dilekçesi veren Engin Gülaçtı nın ibraz eden hamil konumunda olup olmadığı anlaşılamadığı gibi çek arkasındaki cirosunun da ibraz kaşesinden sonra olduğu görülmekle, çek aslı ile ibraz anında muhatap bankaca alınan okunaklı, onaylı örneği ve ihtar mektubu getirtilip, şikayetçinin şikayet hakkının bulunup bulunmadığı saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi ;
2-3167 Sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2.fıkrası ile 5.maddesinin 1 ve 2. fıkralarına, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankas'nca hazırlanarak 09.04.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre; 4814 sayılı Kanunu yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31.07.2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere verği kimliknumarasının yazılmamış olmasının "çekin geçerliliğini etkilemeyeceği" ,31.07.2003 tarihinden sonra düzenlene çeklere verği kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise " çekin geçerli olmayacağı" kabul edildiğinden;keşide tarihi 20.06.2005 olan ve üzerlerinde verği kimlik numarası bulunmayan çekin, belirtilen dönemde ileri tarihli larak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak , sonucuna göre hukuki durumun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün istek gibi BOZULMASINA, 04.05.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------
Daire:10
Tarih:2009
Esas No:2007/10359
Karar No:2009/5290
Kaynak:Mahkeme Dosyası
İlgili Maddeler:3167 SK 16. m.
İlgili Kavramlar:KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEDE ŞİKAYET HAKKI, CİRANTANTANIN DURUMU, 16/3 MADDESİNİN UYGULAMASI
TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
YARGITAY KARARI
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ....hakkında KARAPINAR Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yarılama sonucu, 11/03/2005 tarihinde 2004/82 Esas ve 2005/64 Karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıılığı'nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 11/07/2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıdı. Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ
1- 3167 sayılı Kanunun 16/b maddesinde " 16 ıncı maddede öngörülen suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması hamilin, çeki elinde bulundurmaları koşulu ile ödemede bulunan cirantanın veya kanuni veya akdi teminatı nedeniyle tam ödemede bulunan bankanın şikayetine bağlıdır" hükmüne yer verilmiş olduğu, çeklerin arka yüzünde bulunan cirosunun ibraz kaşesinden sonra olduğu ve muhatap banka tarafından suça konu çeklere ilişkin olarak düzenlenen ihtarnameye göre ibraz eden hamil konumunda olmadığı anlaşıldığından; çek asılları veya ibraz anında muhatap banka tarafından alınan çek fotokopilerinin onaylı örnekleri getirtilerek, ibraz anında şikayetçinin cirosunun bulunup bulunmadığının ve şikayet hakkına sahip olup olmadığının belirlenmesi ile cironun ibrazdan sonra yapılması durumunda alacağın temliki niteliği taşıyacağı hususu da dikkate alınarak ksonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi yerine, eksik araştırma ile karar verilmesi,
2- 3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2. fıkrası ile 5. maddesinin 1 ve 2. fıkralarına ,ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nca hazırlanarak 09/04/2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre; 4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08/03/2003 tarihinde önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31/07/2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olmasının " çekin geçerliliğini etkilemeyeceği" 31/07/2003 tarihinde sonra düzenlenen çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise " çekin geçerli olmayacağı" kabul edildiğinden; keşide tarihleri 30/11/2003 , 05/12/2003 ve 18/12/2003 olan ve üzerinde vergi kimlik numarası bulunmayan çeklerin, belirtilen dönemde ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanığın elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Kabule göre;
a- Ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanun'un 1 ve 2, 5252 sayılı Kanun'un 5/1 maddeleri ile 01/01/2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04/04/2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b- 4814 sayılı Kanunla değişik 3167 sayılıKannun 16/3 maddesinde öngörülmediği halde, sanığın " çek keşide etmekten" de yasaklanmasına karar verilmesi,
c- 647 sayılı Kanunun 5275 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması ve bu Kanunda gecikme zammı öngörülmemiş olması nedeniyle, para cezasının ödenmemesi durumunda gecikme zammı uygulanmasına olanak bulunmaması........
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 24/03/2009 günü oybirliğiyle karar verildi
http://www.cekmagdurlari.com/2009/01/karsiliksiz-cek-beraat-kararlari.html
Bilgisayarınızda İnternet Explorer'in Eski Sürümünü Kullanıyorsanız Yorumları Göremeyebilirsiniz, Chrome Tarayıcı Kullanmanızı öneririz. Acil yardım talepleri için admin@cekmagdurlari.com adresine e-posta gönderebilirsiniz
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayın Sadullah Ergin, bizler sayıları yüzbinlerle ifade edilen çek mağdurlarıyız Türk Ticaret Kanunu'nun çek ile ilgili hükümleri İsviçre borçlar kanunundan tercume edilerek alınmıştır. 3167 sayili kanun çek kullanımını yaygınlaştırması gererkirken, Tamamen karşılıksız çek keşidecilerini cezalandırmaya yönelik gayri insani hükümler taşımaktadır. Bu kanun, temelde Banka ve Ticaret Araştırma Enstitüsünün Tasarısını esas almıştır. Karşılıksız çeke Hapis cezası Türk Hukuk Sistemi açısından bir yüz karasıdır! Kişi hak ve hürriyetlerine aykırı bu uygulama 1 Ocak 2009 tarihinde yeni bir boyut kazanmıştır.
YanıtlaSilKarşılıksız Çek Vermekten Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay Tutuklandı Karşılıksız Çek Verdiği Gerekçesiyle Antalya'da Gözaltına Alınan Yönetmen Ezel Akay, Tutuklanarak Cezaevine Gönderildi.
YanıtlaSilKarşılıksız çek verdiği gerekçesiyle Antalya'da gözaltına alınan yönetmen Ezel Akay, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Altın Portakal Film Festivali için geldiği Antalya'da bu sabah kaldığı Dedeman Otel'de polis tarafından gözaltına alınan Ezel Akay karşılıksız çek verme suçunu konu alan 3167 Sayılı Kanun'a muhalefetten Asayis Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
Daha sonra Antalya Adliyesi'ne getirilen yönetmen Ezel Akay'ın borcunu ödemediği anlaşıldı. Adliye nezaretinde sabah saatlerinden beri bekletilen Ezel Akay hakkında Fatih Adliyesi tarafından çıkarılan tutuklama müzekkeresi bulunduğu belirtildi.
Akay daha sonra tutuklanarak Antalya E Tipi Cezaevi'ne gönderildi.
Ben hukukçu değilim.Adli para cezasına hükmedilmesini anlayamıyorum.Borçlu parası olsa borcunu öder. Neden alacak tutarı kadar adli para cezası?...
YanıtlaSil