Arkadaşlar Milliyet yazarı Değerli Hocamız Güngör URAS Karşılıksız çeklerle ilgili sorunları iki gündür köşesine taşıyor, e-mail göndererek teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı iletelim..
Vadeli çekleri karşılıksız çıkanlar hapse giriyor ama, alacaklıya borçlarını ödemediklerinden değil, devletin kestiği para cezasını ödemediklerinden hapis yatıyor.
Şimdilerde esnafımızın en büyük dertlerinden biri, “karşılıksız çek” sorunudur.
Sorunun önemini çok kişi ve özellikle Büyük Türk Büyükleri bilmiyor, anlamıyor.
- Ticari hayatta alışverişler her zaman peşin parayla yapılmaz. Kredi kullanılır. Kredi (1) Ya bankadan alınır. Borçlu bankada senet imzalar (2) Ya da banka dışında borçlu alacaklıya bir senet (ödeme vaadi olan imzalı kâğıt) verir.
- Çağdaş hukuka göre insanlar (dolandırıcılık, sahtekârlık gibi özel durumlar hariç) ticari borçları nedeniyle hapsedilemez. Borçlu ödeme yapmazsa, alacağı olan, icra takibiyle parasını tahsil etmeye çalışır.
- Bankalar, bankada hesabı (parası) olanlara çek karnesi verir. Çek bir ödeme aracıdır. Esas olarak çekin karşılığının bankada olması ve de çekin ibrazında bankaca ödenmesidir.
Güngör URAS
e-mail: guras@milliyet.com.tr
Senette hapis yok
- Bizde bir zamanlar, bankalarca verilen çeklerin kötü kullanımını önlemek için, karşılığı olmayan çeki yazan banka müşterilerine hapis cezası uygulanıyordu.
- Borç senedini ödenmeyenlere hapis yok iken, karşılıksız çek yazanların hapisle cezalandırıldığı günlerde borç senetlerinin yerini vadeli çek aldı.
- Ama bir süre sonra, çağdaş hukuk ilkelerine göre, insanlara borç dolayısıyla hapis cezası verilemeyeceği görüldü. Senet borcunu ödemeyenler gibi çek borcunu ödemeyenlerin de hapse girmemelerini sağlayan bir düzenleme yapıldı. (Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 18’inci basım, 2007)
- Fakat karşılıksız çek kullanımını caydırmak için bu defa da kanuna karşı hile yapıldı. Yeni düzenlemeye göre, karşılıksız çek yazanlara, çek üzerindeki borç miktarıyla orantılı olarak devlete para cezası ödeyecekleri hükmü getirildi. Devlete bu parayı ödemeyenlerin hapse atılmasının yolu açıldı.
- Dikkat buyurunuz, çeki ödeyemeyen para cezasını devlete ödüyor. Bu uygulamada çeki ödeyemeyen para cezası ödese de, para cezası ödeyemediği için hapse girse de, çekin alacaklısının cebine beş kuruş girmiyor. Borcu aynen kalıyor. Hapse girenin para kazanma imkânı kalmadığından işi çöküyor. Alacaklın parasını alması hayal oluyor.
1.5 milyon karşılıksız çek
Sadece 2009 yılının ilk 9 ayında (daha öncekileri unutunuz) 1.5 milyon çek karşılıksız çıkmış. Ekonomi yazarı Hacer Gemici’den öğrendiğime göre, daha önceki dönemden bu yana yargıya intikal eden dosya sayısı 1 milyona ulaşmış.
Kim diyebilir ki karşılıksız çek ödemeyenlerin hepsi fırsatçı ve kötü niyetli? Bu işin sonunda hapis var. Kim bile bile hapis yatmak ister?
Onun için:
(1) Karşılıksız çek sayısındaki artışa bakarak ekonominin sorununun büyüklüğünü görelim. (2) Vadeli çek uygulamasına son vermek için, çeki ibrazında ödenecek bir ödeme aracı haline tekrar getirmek ve çekten senede dönmek için gereken düzenlemeleri yapalım.
Güngör Uras Olayların içinden
guras@milliyet.com.tr
İlgili yazılar: http://www.cekmagdurlari.com/2009/10/karsiliksiz-cek-eziyeti.html
Etiket: karşılıksızçek, çek, çekyasası, cezaevi, çekmagdurlari, icra, hapis, güngöruras, ekonomi, hukuk, senet, banka
değerli arkadaşlar
YanıtlaSilocak ayından bu yana meydana gelen mevcut durum yıllar önce sn profösör hayri domaniç tarafından dile getirilen ve kapsamlı bir şekilde açıklanan,ve bütün aklı selim hukukçular tarafından kabul gören 3167 sayılı kanunun:
1-insan hakları
2-TC Anayasası
3-5237 sayılı kanun'a aykırı olduğundan yola çıkarak oluşturduğumuz bu birliktelik ummadığımız kadar yol almamıza sebeb oldu...bunun nedeni hiç şüphesiz HAKLI olduğumuzdu...
her ne kadar yargı mevcut kanundaki boşluğu kabul etmese de birçok mahkeme haklı olduğumuzu verdikleri kararlarda çok uzun gerekçelerle lehimize sonuçlandı...
ocak ayında hepimizin hatırlayacağı gibi 10.daire üyesi sn ali kınacı nın bizim lehimize tavır gösterip HUKUK üstündür diyerek karşı oy verdiği karardan sonra,bu konuyu ilk kez dile getiren sn prof adem sözüer i aramış ve sormuştum:
sn hocam bu boşluk ayan beyan açıkken neden 10.daire bu kararı verdi?
sn sözüer,bu karara hiç bir şekilde katılmadığını,kendisine göre yanlış olduğunu,fakat 10.dairenin ki KARAR benim ki GÖRÜŞ tür diyerek açıklamıştı...ve haklıydı...
bizler o günlerden bu günlere kadar defalarca derdimizi anlattık,ve konuştuğumuz bütün vekiller de bizimle aynı görüşteydi.çünkü karşı olanların verebilecekleri bir cevap yoktu,alacaklıyı da düşünmeliyiz diyenlere verilecek en güzel cevabı yargıtay başkanı verdi ve iki kişinin ticari ilişkisine müdahil olunamayacağını söyledi..bütün bu gelişmeler bizi ne yazık ki özgürlüğümüze kavuşturmadı...çünkü genel olarak hep eleştirdiğimiz konu bizi engelliyordu,her ne kadar vekillerimiz bizim haklılığımıza inansalarda oyları sadece üst yönetimin işaret ettiği yönde oluyor ve seslerini yükseltemiyorlardı...fakat biz yılmadık ve haklılığımızı savunmaya devam ettik ve çok yol aldık şu an geldiğimiz nokta muhalefet vekillerinin açıkça kürsüde konuşmalarından sonra yasanın tekrar gündeme gelme olasılığı arttı ve sona yaklaştık...
büyük ihtimalle pazartesi gününden sonra yasa çalışmaları tekrar başlayacak ve çek yasa tasarısı konuşulmaya başlayacak..en azından SN OKTAY VURAL telefon görüşmelerimizde adalet bakanı ile görüştüğünü ve çalışmalara başlanacağı bilgisini aldığını bize aktardı...bundan sonra bize düşen muhalefet vekillerimizden salı günü genel kurul da tekrar konuyu dile getirmelerini istemek ve perşembe günü ankaraya yapılacak meclis ziyareti için hepimizin elimizden gelen desteği sağlayarak oluşabilecek en fazla kalabalığı sağlamak olacaktır...bu bize sonuca yakın olduğumuz bu günlerde herzaman olduğu gibi bir son dakika sürprizi ile karşılaşmamamızı sağlayacaktır...
SON Bİ GAYRET GÖSTERİP BU HAFTAYI KENDİ LEHİMİZE TAMAMEN ÇEVİRMELİYİZ...
HAKLIYIZ VE BUNU HERKES BİLİYOR..EMEK VEREN HERKESE TEŞEKKÜRLER...
my way