Mehmet Yiğiner, karşılıksız çek kanunu düzenlenmeli

Mehmet Yiğiner, karşılıksız çek nedeniyle 65 bin esnafın cezaevi kabusu yaşadığını belirterek, acil olarak çek kanununda düzenleme yapılması gerektiğini belirtti.

Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı,  Mehmet Yiğiner, yaptığı açıklamada, şu an itibariyle karşılıksız çek nedeniyle 65 bin esnafın sıkıntı yaşayacağını ifade ediyor. Adalet Komisyonu gündeminde olan Çek Kanununda acil olarak bir düzenleme yapılması şart. Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı olan Mehmet Yiğiner, esnaf ve sanatkarın ekonomik krizden çok ağır şekilde etkilendiğini, şu anda 65 bin esnafın karşılıksız çek nedeniyle cezaevine girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

karsiliksiz cek

Sicil affı denilen Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanunun yasallaşmasına rağmen bankaların kredi talebinde bulunan esnafa zorluk çıkardığını ifade eden Mehmet Yiğiner, yasanın çıkma sebebinin zor duruma düşmüş esnaf ve sanatkarları tekrar kazanmak olduğunu ancak bankaların buna uymadığını belirtti

Mehmet Yiğiner, Bankalar istenilen miktarın çok altındaki kredilere onay verdiğini ya da talep tamimiyle geri çevrilmektedir, bu konuda acil olarak önlem alınmalıdır.

Acil olarak Çek kanununda düzenlemeler yapılmalı ve bu sorun aşılmalıdır. Bir geçiş dönemi yaşanmakta ve bunu en az zararla aşmak gerekir, Esnaf her zaman üretkendir ve ülke ekonomisine karşılık beklemeden katkılar sağlamaktadır ancak bu durum yaşadığımız ekonomik krizle birlikte değişmiştir, şimdi esnafa ivme kazandıracak yasal düzenlemelere ihtiyacımız vardır. Bu düzenlemeler yapılmadığı takdirde ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayan esnaf sayısı azalacaktır İstihdamın öncüsü olan esnaf ve sanatkarlara öncelik verilmelidir, destekleyici tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.

Mehmet Yiğiner
ANKESOB BAŞKANI
Telefon : 0312 310 22 44 
Faks : 0312 310 91 61
E-mail : ankesob@ankesob.org.tr


5 yorum:

  1. 2010 yılı bütçe tasarısı TBMM gündemine geldi.
    Ama...
    Kimse umutlanmasın...
    Çünkü...
    Bu bütçede memur, işçi, çiftçi, esnaf ve emekli için yeni hiçbir şey yok.
    Ne mi var?
    Bu bütçede IMF var, Dünya Bankası var...
    Yandaş holdinglere pay ayırma var...
    2010 bütçesinin içinde, halka ayrılan pay, sadece yüzde 7.8 olarak öngörülüyor.
    Bütçenin yüzde 92.2'si ise belli kesimlere aktarılmak üzere ayrılmış.
    Sosyal yönü olmadan yalnızca belli kesimleri gözeterek hazırlanan bütçe; işsizlik, yoksulluk ve açlığın daha da artmasına zemin hazırlar.
    Nasıl hazırlamasın ki; emeklinin maaşına yüzde 1.83, memura yüzde 2.5 artış yapıldığı; sonra da iğneden ipliğe hemen her şeye yüzde 5 ile yüzde 35 arasında değişen zamın getirildiği ortamda 2010'da çalışanlar ve emekliler yine havasını alacak gibi görünüyor.
    TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, 2010 bütçesinin 'Gözyaşı bütçesi' olacağını belirtiyor ve bakın neler söylüyor:
    '286.9 katrilyonluk bütçede, 50 katrilyon açık öngörülüyor. 56 katrilyon faiz ödemelerine gidiyor. 102 katrilyon cari giderlere ayrılmış durumda. Yatırım için ayrılan pay ise sadece 19 katrilyon lira. Bu tabloya göre önümüzdeki yıl her şeye zam yapılacak demektir. Dolaylı vergiler artırılacak ve kümesteki kaz olarak tabir edilen kesim adeta youlunacak. Ayrıca bu yıl seçimde yapılan harcamalar da Türk halkının sırtına yüklenecek. Kısacası 2010 zam ve zulüm yılı olacak.'
    Görünen o ki; gelecek yıl açlık sanırında yaşayan 7 milyon kişiye yenileri eklenecek.
    Artık, milyonlarca kişinin işi de yok, gücü de yok.
    İktidar partisinin seçim sloganı 'İşimiz millet, gücümüz millet' in de palavra olduğu böylece ortaya çıkıyor.
    Zaten, kimse doğru dürüst alışveriş yapamıyor.
    İşyerleri siftahsız kepenk kapatıyor.
    Her taraf kiralık ve satılık dükkandan geçilmiyor.
    Vergi, SSK, KDV ve benzeri kamu alacakları ödenemiyor.
    Çekler, senetler karşılıksız.
    Peş peşe icralar, hacizler geliyor.
    Cezaevlerinde ticari ve ekonomik suçtan dolayı hapse giren esnaf ve sanatkar sayısı her geçen artıyor.
    Yuvalar yıkılıyor, aileler dağılıyor.
    Nitekim, geçen hafta içinde yapılan EBSO Meclisi'nde konuşan sanayici Salih Esen, piyasada karşılıksız çek sayısının yüzde 50 arttığını, protestolu senet sayısı da dikkate alındığında piyasadaki sorunlu ödemelerin yüzde 60 -70'lere ulaştığını iddia ediyor.
    Esen, Egeli sanayicilerin seslerini Ankara'ya duyurmaları için daha 'köşeli ve vurgulayıcı' ifadelerle hitap etmesi gerektiğini söylüyor.
    Yani...
    'Sesimizi daha gür çıkarmalıyız' diyor.
    * * *
    Benzer bir yakınma da İzmir Ticaret Odası (İTO) Meclis toplantısında yaşandı.
    İTO Meclis Başkanı Necip Kalkan, karşılıksız çek nedeniyle hapis yatan birçok işadamı bulunduğunu, bu soruna mutlaka çözüm getirilmesi gerektiğini savunuyor ve ekliyor:
    'İşimiz gereği Buca Cezaevi'ne de gidiyoruz. Örneğin; 55 kişinin yattığı koğuşta 45'inin suçu karşılıksız çek vermek.'
    * * *
    Yaklaşık 250 bin esnafın örgütlü olduğu 131 esnaf odasının üst birliği konumundaki İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, bakın içinde bulundukları sorunun çözümü için neler diyor:
    'Devlet, işlerimiz düzelinceye kadar gerekirse bir- iki yıl bizden vergi almamalı. SSK'sını ödeyemediği için işyerimize haciz yapmamalı. Ertelemeli. Gecikme faizlerini, Merkez Bankası'nın faiz oranlarına çekmeli. Hatta hiç faiz işletmemeli.Maliye, alacağı için banka hesaplarımıza el koyarak, esnafı yok ederek, piyasaları kilitlememeli, bizi yokluğa, açlığa mahkum etmemeli.
    Devletimiz esnaf ve sanatkara, bu zor günlerde şefkat elini uzatmalı.
    Krediler daha da çeşitlendirilmeli. Uzun vadelere yayılmalı.'
    Evet...
    Esnaf, tüccar, sanayici...
    Hemen hepsinin derdi aynı...
    İşçi, çiftçi, memur ve emeklinin de...
    Bu kesimler de seslerini duyurmaya çalışıyor.
    Duyan olursa tabii...

    YanıtlaSil
  2. ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner:

    “ÜLKEMİZİN TEMEL DİNAMİKLERİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    ANKESOB Başkanlar Kurulu Toplantısı ve Hizmet İçi Eğitim Semineri 23-27 Eylül tarihleri arasında Antalya Side’de Suena Beach Otel’de gerçekleştirildi.

    ANKESOB’a bağlı odaların temsilcilerinin tamamının katıldığı toplantıda, birlik ve beraberlik mesajları verildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Mehmet Yiğiner, öncelikle Birliğin yakın tarihte gerçekleştirdikleri faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

    Esnaf temsilcilerinin yapılan icraatlar sayılırken, tamamının Ulus’ta sembolik bir rakam ödenerek esnaf ve sanatkarın hizmetine sunulacak olan Taş Bina konusunda büyük bir coşku yaşadığı gözlendi. ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner’e bu konuda bir de teşekkür plaketi takdim edildi.

    ANKESOB olarak gerçekleştirdikleri icraatlara her geçen gün yenilerini ekleyeceğinin müjdesini veren Başkan Yiğiner, daha sonra sözü toplantıya kamuyu temsilen katılan Sanayi ve Ticaret İl Müdürü Mustafa Dak’a bıraktı. Dak, burada yaptığı konuşmada her zaman esnaf ve sanatkarın yanında olacaklarını vurguladı ve “Yanında bir kişi çalıştıran esnafımızın emrindeyiz” diye konuştu. Toplantının ilk ayağı, tüm esnaf ve sanatkar odalarının temsilcilerinin söz almalarının ardından son buldu.

    Sözkonusu problemler hakkında notlar alan Yiğiner, önümüzdeki dönem içinde bu sorunların çözümü noktasında çalışma arkadaşları ile birlikte hareket ederek çözüm yolları aranacağını ifade etti.

    Başkanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından gerçekleştirilen Hizmet İçi Eğitim Seminer’i de yine yüksek katılım ile gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını ise sabahki toplantıda olduğu gibi Başkan Yiğiner gerçekleştirdi. “Bizler sosyal ve ekonomik çalkantıların olduğu, büyük krizlerin yaşandığı bu dönemlerde ülkemizin her zaman omurgası olarak, dimdik ayakta kalabilmenin en önemli unsuru olmuşuzdur” sözleri ile seminerin açılışını yapan Başkan Yiğiner, daha sonra sözü Eğitim işlerinden sorumlu ARGE Müdürü Erdoğan Özen’e bıraktı.

    Özen, yaptığı konuşmada eğitim ve ARGE faaliyetleri ile ilgili bilgiler verdi. Geleceğe yönelik projelerle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Özen, ANKESOB’un sözkonusu çalışmalarının önümüzdeki dönemlerde de aralıksız sürdürüleceğini vurguladı.

    YanıtlaSil
  3. erkantan@tv8.com.tr

    ARKADAŞLAR MECLİSE GİDEN ARKADAŞLARIMIZIN TV8 İLE GÖRÜŞMELERİ OLMUŞ ERKAN TAN İLE SABAH PROGRAMI YAPMALARI SÖZ KONUSU LÜTFEN MAİL ATARAK SORUNLARIMIZ ANLATALIM


    erkantan@tv8.com.tr

    erkantan@tv8.com.tr

    erkantan@tv8.com.tr

    YanıtlaSil
  4. ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner:

    “ÜLKEMİZİN TEMEL DİNAMİKLERİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    ANKESOB Başkanlar Kurulu Toplantısı ve Hizmet İçi Eğitim Semineri 23-27 Eylül tarihleri arasında Antalya Side’de Suena Beach Otel’de gerçekleştirildi.

    ANKESOB’a bağlı odaların temsilcilerinin tamamının katıldığı toplantıda, birlik ve beraberlik mesajları verildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Mehmet Yiğiner, öncelikle Birliğin yakın tarihte gerçekleştirdikleri faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

    Esnaf temsilcilerinin yapılan icraatlar sayılırken, tamamının Ulus’ta sembolik bir rakam ödenerek esnaf ve sanatkarın hizmetine sunulacak olan Taş Bina konusunda büyük bir coşku yaşadığı gözlendi. ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner’e bu konuda bir de teşekkür plaketi takdim edildi.

    ANKESOB olarak gerçekleştirdikleri icraatlara her geçen gün yenilerini ekleyeceğinin müjdesini veren Başkan Yiğiner, daha sonra sözü toplantıya kamuyu temsilen katılan Sanayi ve Ticaret İl Müdürü Mustafa Dak’a bıraktı. Dak, burada yaptığı konuşmada her zaman esnaf ve sanatkarın yanında olacaklarını vurguladı ve “Yanında bir kişi çalıştıran esnafımızın emrindeyiz” diye konuştu. Toplantının ilk ayağı, tüm esnaf ve sanatkar odalarının temsilcilerinin söz almalarının ardından son buldu.

    Sözkonusu problemler hakkında notlar alan Yiğiner, önümüzdeki dönem içinde bu sorunların çözümü noktasında çalışma arkadaşları ile birlikte hareket ederek çözüm yolları aranacağını ifade etti.

    Başkanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından gerçekleştirilen Hizmet İçi Eğitim Seminer’i de yine yüksek katılım ile gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını ise sabahki toplantıda olduğu gibi Başkan Yiğiner gerçekleştirdi. “Bizler sosyal ve ekonomik çalkantıların olduğu, büyük krizlerin yaşandığı bu dönemlerde ülkemizin her zaman omurgası olarak, dimdik ayakta kalabilmenin en önemli unsuru olmuşuzdur” sözleri ile seminerin açılışını yapan Başkan Yiğiner, daha sonra sözü Eğitim işlerinden sorumlu ARGE Müdürü Erdoğan Özen’e bıraktı.

    Özen, yaptığı konuşmada eğitim ve ARGE faaliyetleri ile ilgili bilgiler verdi. Geleceğe yönelik projelerle ilgili olarak açıklamalarda bulunan Özen, ANKESOB’un sözkonusu çalışmalarının önümüzdeki dönemlerde de aralıksız sürdürüleceğini vurguladı.

    YanıtlaSil
  5. 2010 yılı bütçe tasarısı TBMM gündemine geldi.
    Ama...
    Kimse umutlanmasın...
    Çünkü...
    Bu bütçede memur, işçi, çiftçi, esnaf ve emekli için yeni hiçbir şey yok.
    Ne mi var?
    Bu bütçede IMF var, Dünya Bankası var...
    Yandaş holdinglere pay ayırma var...
    2010 bütçesinin içinde, halka ayrılan pay, sadece yüzde 7.8 olarak öngörülüyor.
    Bütçenin yüzde 92.2'si ise belli kesimlere aktarılmak üzere ayrılmış.
    Sosyal yönü olmadan yalnızca belli kesimleri gözeterek hazırlanan bütçe; işsizlik, yoksulluk ve açlığın daha da artmasına zemin hazırlar.
    Nasıl hazırlamasın ki; emeklinin maaşına yüzde 1.83, memura yüzde 2.5 artış yapıldığı; sonra da iğneden ipliğe hemen her şeye yüzde 5 ile yüzde 35 arasında değişen zamın getirildiği ortamda 2010'da çalışanlar ve emekliler yine havasını alacak gibi görünüyor.
    TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, 2010 bütçesinin 'Gözyaşı bütçesi' olacağını belirtiyor ve bakın neler söylüyor:
    '286.9 katrilyonluk bütçede, 50 katrilyon açık öngörülüyor. 56 katrilyon faiz ödemelerine gidiyor. 102 katrilyon cari giderlere ayrılmış durumda. Yatırım için ayrılan pay ise sadece 19 katrilyon lira. Bu tabloya göre önümüzdeki yıl her şeye zam yapılacak demektir. Dolaylı vergiler artırılacak ve kümesteki kaz olarak tabir edilen kesim adeta youlunacak. Ayrıca bu yıl seçimde yapılan harcamalar da Türk halkının sırtına yüklenecek. Kısacası 2010 zam ve zulüm yılı olacak.'
    Görünen o ki; gelecek yıl açlık sanırında yaşayan 7 milyon kişiye yenileri eklenecek.
    Artık, milyonlarca kişinin işi de yok, gücü de yok.
    İktidar partisinin seçim sloganı 'İşimiz millet, gücümüz millet' in de palavra olduğu böylece ortaya çıkıyor.
    Zaten, kimse doğru dürüst alışveriş yapamıyor.
    İşyerleri siftahsız kepenk kapatıyor.
    Her taraf kiralık ve satılık dükkandan geçilmiyor.
    Vergi, SSK, KDV ve benzeri kamu alacakları ödenemiyor.
    Çekler, senetler karşılıksız.
    Peş peşe icralar, hacizler geliyor.
    Cezaevlerinde ticari ve ekonomik suçtan dolayı hapse giren esnaf ve sanatkar sayısı her geçen artıyor.
    Yuvalar yıkılıyor, aileler dağılıyor.
    Nitekim, geçen hafta içinde yapılan EBSO Meclisi'nde konuşan sanayici Salih Esen, piyasada karşılıksız çek sayısının yüzde 50 arttığını, protestolu senet sayısı da dikkate alındığında piyasadaki sorunlu ödemelerin yüzde 60 -70'lere ulaştığını iddia ediyor.
    Esen, Egeli sanayicilerin seslerini Ankara'ya duyurmaları için daha 'köşeli ve vurgulayıcı' ifadelerle hitap etmesi gerektiğini söylüyor.
    Yani...
    'Sesimizi daha gür çıkarmalıyız' diyor.
    * * *
    Benzer bir yakınma da İzmir Ticaret Odası (İTO) Meclis toplantısında yaşandı.
    İTO Meclis Başkanı Necip Kalkan, karşılıksız çek nedeniyle hapis yatan birçok işadamı bulunduğunu, bu soruna mutlaka çözüm getirilmesi gerektiğini savunuyor ve ekliyor:
    'İşimiz gereği Buca Cezaevi'ne de gidiyoruz. Örneğin; 55 kişinin yattığı koğuşta 45'inin suçu karşılıksız çek vermek.'
    * * *
    Yaklaşık 250 bin esnafın örgütlü olduğu 131 esnaf odasının üst birliği konumundaki İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, bakın içinde bulundukları sorunun çözümü için neler diyor:
    'Devlet, işlerimiz düzelinceye kadar gerekirse bir- iki yıl bizden vergi almamalı. SSK'sını ödeyemediği için işyerimize haciz yapmamalı. Ertelemeli. Gecikme faizlerini, Merkez Bankası'nın faiz oranlarına çekmeli. Hatta hiç faiz işletmemeli.Maliye, alacağı için banka hesaplarımıza el koyarak, esnafı yok ederek, piyasaları kilitlememeli, bizi yokluğa, açlığa mahkum etmemeli.
    Devletimiz esnaf ve sanatkara, bu zor günlerde şefkat elini uzatmalı.
    Krediler daha da çeşitlendirilmeli. Uzun vadelere yayılmalı.'
    Evet...
    Esnaf, tüccar, sanayici...
    Hemen hepsinin derdi aynı...
    İşçi, çiftçi, memur ve emeklinin de...
    Bu kesimler de seslerini duyurmaya çalışıyor.
    Duyan olursa tabii...

    YanıtlaSil