Bu durumda Özgenç’in görevi boyunca hazırladığı yasalarda tartışmalı hale gelecek.
Özgenç, her ne kadar adı ön planda gözüken bir isim olmasa da, AKP’nin en önemli mimarlarından ve Başbakanın danışmanı, Yeni Türk Ceza Kanunu, Yeni Çek Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu tasarılarının hazırlayıcısı bilim kurulunun iki üyesinden biri ve halen YÖK Genel Kurulu Üyesi.
YÖK Başkanvekilliği görevini terk eden Özgenç’in hazırladığı doçentlik tezi üç kez reddedilmiş, 1997 yılında ise kabul edilmişti.
Raporun iddiasına göre Özgenç’in doçentlik tezinin esasını Prof. Dr. Hans Achenbach’ın 1974 yılında yayımlamış olduğu Historische und dogmatische Grundlagen der Strafrechtssystematischen Schuldlehre isimli eseri oluşturuyor.
Özgenç’in doçentlik tezi 132 sayfadan oluşurken, Türk bilim dünyasına bilimsel katkı yaptığı ileri sürülen 50 sayfalık kısmı belirtilen Alman Profesörünün eserinden kaynak göstermeden çevrildiği Eğitim-Sen tarafından YÖK’e iletilen raporda anlatıldı. Ayrıca Özgenç’in doçentlik tezinin ilk bölümünde yer alan 290 referansın 202 tanesinin doğrudan ve sıralı bir biçimde Achenbach’ın eserini takip ettiği de söz konusu raporda ifade edildi.
İlgili kanunlar bilim kurulunda görüşülürken zinanın yeniden suç olarak tanımlanması, devrim yasalarına karşı verilecek suçların ertelenmesi şeklindeki önerilerin sahibi olan Özgenç, 2008 yılının başında geçtiği YÖK başkanvekilliği sırasında ise, üniversite öğretim üye ve görevlilerini zora sokan birçok uygulamaya imza attı. Bunlardan birkaçı, tıp fakültelerinde görev yapan öğretim üyelerinin rotasyonu; meslek örgütlerinin yönetim ve denetim kurullarında faaliyet gösteren öğretim üyelerinin 2547 sayılı Kanunun 38. maddesinde belirtilen görevlendirilmelerinin yapılması gereği 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesine göre istihdam edilen araştırma görevlilerinin, statülerinin aynı kanunun 33/a maddesine göre yapılmasını engelleyen kararlardır. Özgenç’in son icraatı, geçen günlerde TBMM tarafından yasalaştırılan tam gün yasası olmuştu. Kendisine karşı tepkilerin yükselmesi üzerine ise, YÖK denetleme kurulunun yapısında değişikliğin gündemde olduğunu, profesörlük ünvanına sahip ama psikiyatrik bakımdan sorunlu öğretim üyelerinin ders vermelerinin bu şekilde önüne geçileceğini beyan etmiş; YÖK’ün kararlarına karşı seslerini duyurma çabası içinde bulunan araştırma görevlilerini ise koçbaşı olarak nitelendirmişti.
İrticai faaliyet iddiası
Daha önce basına yansıyan bilgilere göre Özgenç’in İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki araştırma görevliliği görevine 1985 yılında son verildi. İddialara göre gerekçe, fakültedeki irticai faaliyetler idi. Daha sonra Konya Selçuk Üniversitesi’nde görev yapmaya başlayan Özgenç, 1994 yılında Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı sırasında ona hukuk danışmanlığı yaptı. O dönemde de belediyeye ait şirketlerin yönetim kurulu üyesi olması iddiasıyla bir ceza soruşturmasına uğradığı basına yansıyan Özgenç’in dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a karşı hazırlanan Şemdinli iddianamesinin ardında bulunan kişi olduğu iddia edilmişti.
Eğitim-Sen doğruladı
Konu üzerine görüştüğümüz Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç olayı doğruladı. Raporun kendi kurullarında hazırlanmadığını, raporu hazırlayan bir grup akademisyenin kendilerine ulaştırdığını, kendilerinin de raporu incelediklerini, açıklayıcı ve ikna edici bulduklarını söyleyen Kılıç; kendileri hazırlamamasına rağmen raporu YÖK'e Eğitim-Sen olarak kendilerinin ilettiğini söyledi. Geçen perşembe günü raporu YÖK'e verdiklerini söyleyen Kılıç, YÖK'ten gelen cevabı beklediklerini de sözlerine ekledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder