5941 SAYILI ÇEK KANUNU'NA GÖRE SULH CEZA MAHKEMELERİNCE KARARA BAĞLANMIŞ VE KARŞILIKSIZ ÇEK ÇIKMASINA SEBEBİYET VERME SUÇUYLA ADLİ PARA CEZASINA HÜKÜM KURULMUŞ DAVALARA İLİŞKİN TEMYİZ DİLEKÇE ÖRNEĞİDİR.
YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
Gönderilmek üzere
.........SULH CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO :...........
TEMYİZ EDEN :................
KONU : ......Sulh Ceza Mahkemesinin ……../…. Esas ve ……/…. Karar numaralı …./…./….. tarihli kararının temyizen bozulması talebidir
TEMYİZ NEDENLERİ:
..../..../.20.. tarihinde yukarıda numarası belirtilen dosyaya konu “karşılıksız çek keşide etme” suçundan adli para cezasına mahkum edildim.
TEMYİZ NEDENLERİ:
Mahkum edildiğim dava konusu çek vadeli bir çektir çeki keşide ederken mali durumum çeki ödemeye uygunken çeşitli etkenler nedeniyle mali durumumuz bozulmuştur çeki ödememekte hiçbir kastım yoktur, çekin ödenmemesi tamemen ödeme gücümü yitirmemle ilgilidir, ve bu imkanım olmaması nedeniyle sözkonusu çeki ödeyemedim. Çek borçunu ödeyememem de hiç bir kastım yoktur. Hakkımda bu nedenle ceza davası açılmıştır fakat Kanunlarımızda suç ancak kast ile işlenebilir.
Ceza hukukunda temel kusurluluk şekli kasttır. Diğer bir deyişle, kanunda aksi belirtilmediği sürece suçlar ancak kasten işlenebilmektedir. Bu durum TCK’nın 21 inci maddesinde de, “suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır” denmek suretiyle açıklanmıştır.
Mahkeme hesabta yeterli para bulunmaması nedenlerini araştırmamıştır. Oysa ki, TCK’nın kusurluluk ile ilgili hükümlerine göre hareket edersek, ortada karşılıksız çek keşide etme suçunun var olduğunu söyleyebilmek için, failin kastının hesapta yeterli para bulunmamasını da kapsadığının ispat edilmesi gereklidir.
Eğer kişinin meydana gelen neticeden en azından taksir derecesinde bir sorumluluğu yoksa, kişinin o suçtan dolayı sorumlu tutulamaması gerekir. Netice olarak, TCK’nın genel hükümlerine göre hareket edildiği takdirde, failin kastının hesapta para olmamasını da kapsar nitelikte olduğu hallerde ancak ceza verilebilmesi, aksi durumda, sübjektif sorumluluk gereğince yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmadığının kabulü gerekir. Bu ise, CMK’nın 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince hakkımda beraat kararı verilmesini gerektirmektedir.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin verdiği kararın TEMYİZEN BOZULMASINA karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. …/…/…
Temyiz Eden.......
ali rıza öztürk yine tbmm ne çek hapsikalksın diye önerge verdi hayırlı olur inşallah.
YanıtlaSil26.10.2011 TARİHİNDE AK PARTİ ÜYELİĞİNDEN İSTİFA ETMİŞİM ARTIK AK PARTİLİ DEĞİLİM BUNDAN SONRA HİÇ BİR PARTİYE ÜYE OLMUYACAĞIM HAMDULLAH DOĞAN
YanıtlaSilbugünkü hürriyet gazetesinde şükrü kızılotun yazısını okuyun arkadaşlar bayram müjdesi var.http://www.yaklasim.com/adresindede açıklamalaı tasarı var.
YanıtlaSil5941 sayılı yasa "çekde vadeyi" tanıyorsa "kasıt" dan söz etmek doğru olur. Eğer kasıt unsurunu göz ardı edersek, bu defa sözkonusu evrakın çek sayılıp sayılmayacağını tartışmak gerekecektir. saygılarımla..
YanıtlaSil