Rüşvetin önüne geçmek için elden iş takibini azaltmayı hedefleyen Adalet Komisyonu, bu amaçla İcra Tarama Merkezi kurdu. Burada 13 milyon icra dosyası taranarak dijital ortama aktarılacak. Çalışma sonunda arşivdeki 11 milyon dosya da dijital erişime açılacak. Böylece işleyişi yavaşlatan; dosya inceleme, arşivden dosya çıkarma gibi işlemler, dijital ortamda hızlı bir şekilde yapılabilecek.
Avukatlar, İstanbul Adliyesindeki 37 icra ve iflas müdürlüğünde görev yapan personelin görev yeri değiştirilmesi ve yapılan yeni atamalarla rüşvetin azaldığını belirtiyor.
Avukat Yusuf A., İşiniz için icra dairesine gittiğinizde icra memuru, İşim var, sonra yaparım diyebiliyordu. Özellikle toplu icra takip açılacağı zaman, dosya başına para istiyordu, Örneğin dosyanıza 2200 TL yattı. Tahsile gittiğiniz zaman icra müdürü 2000 TL veriyor, 2200 liraydı alacağım para dediğinizde "Yetmedi mi?" karşılığını veriyordu, sözleriyle yaşadığı sıkıntıyı anlatıyor. Ancak yeni yapılan personel atamalarıyla icra dairelerinde ciddi bir iyileşme olduğunu belirtiyor. Rüşvetin de büyük oranda azaldığını vurguluyor. ??
Avukat Gökhan A. da şahit olduğu bir rüşvet olayını şöyle anlatıyor; İcra müdürü bizi arayıp, çantaya doldurduğu parayı ofisimize getirdi. Tabii ofise kadar getirdiği paradan 5 bin lira kendisine ayırdı. Maalesef böyle olaylar sıklıkla yaşanıyor icra dairelerinde. Son aylarda yapılan uygulamalarla bu durum değişmeye başladı. Yeni atanan icra müdürleri ve memurlar işlerini yapmaya çalışıyorlar ama rüşvetin bittiğini söylemek mümkün değil.
Avukat Serkan Y. ise rüşvetin üzerine yeni yeni gidilmeye başlandığını savunuyor. Rüşvetin yargıya olan güveni derinden sarstığının altını çizerek, "Sarsılan bu güvenin tamiri için çok gayret edilmesi gerekiyor." çağrısında bulunuyor.
İcra Dairelerinin son durumundan bir hayli memnun olan avukatlar nedense isimlerini saklıyor. Bazı icra memurlarının böyle davranmasına neden olan çoğunlukla işlemin tarafı olan avukatlardır. Kimi para üstü almaya tenezzül etmez kimi ise sonraki işinde kolaylık görmek, işleri hızlandırmak kimi zaman da haksız bir icra takibine göz yumulması için kasten para üstü bırakır. Avukatların da en az rüşvet alan personel kadar kusurlu olduğu çok açıktır. Ayrıca tüm icra memurlarını rüşvetin muhatabı olarak lanse etmeye çalışmakta çok büyük haksızlıktır.
Adalet Bakanlığı ve Adliyelere en çok harç kazandıran bu icra sistemini düzeltmek esasen devletin hiçbir kurumunun işine gelmemektedir. İcra dairelerindeki sorun kişilerden kaynaklanan bir sorun değil, sistemden kaynaklanan bir sorundur. Sistem düzeltilmediği içinde sorunlar devam etmektedir.
İcra sistemi üzerinde çok derin düşünülmesi gereken bir konudur. Sistem, icra memurlarının rüşvet almasına zemin hazırlayacak şekilde dizayn edilmiştir. Takdir hakkı dediğiniz şeyin keyfi kullanımı halinde bunu bir müeyyideye bağlamazsanız rüşvetin önünü de kesemezsiniz. Sonuçta bu rüşvet çarkının faturası, icra takibinin muhatapları vatandaşlara, en önemlisi de haksız icra takibine düşmüş vatandaşlara kesilmektedir., kimi zaman bu haksızlığın bedelini vatandaş malıyla canıyla ödemektedir (intiharlar gibi)
Bu işin çözümü, icra dairelerin yetkisini noterlere devredip tüm sorunlardan kurtulmaktır, araç satışı işlemlerinin trafik tescilden alınıp noterlere devredilmesiyle tüm sorunlar çözüme kavuşmuştu. Noterlik kurumunun Türkiye’nin en temiz kalmış kurumlarından biri olduğu unutulmamalıdır.
İcra dairelerinde rüşvete yol açan sorunların en başında büyük iş yükü gelmektedir. Taraf Avukatları bir an önce icra takip işlemlerine başlamak için menfaat ilişkisine girmekten kaçınmamaktadır. İcra dairelerinde iş yükünü hafifletmek için, “Telefon ücreti, dijital yayın ücreti, elektrik tüketim ücreti" gibi miktarı çok küçük takipleri biran önce yasaklanmalıdır.
Bu ve benzeri hizmetlerin satıcısı ve tüketicisi arasındaki sözleşmelerde belli bir tüketim bedeli için güvence alınmalı veya tüketici aylık faturasını ödemiyorsa hizmet derhal kesilmelidir.
Telefon ve dijital yayın şirketleri yüzünden ülkede neredeyse icralık olmayan vatandaş kalmamıştır. İcra dairesinde elinizi attığınız iki dosyada biri telefon şirketlerinin dosyasıdır. İcraya konu olan tutarın anaparası 200 TL dir, bunun 150 TL. faizi ve masrafları ile ana parasının neredeyse 3 mislidir.
Düşünün ülkenin hukukçuları, icra daireleri, hakimler ve savcılıkları bilmem ne telefon şirketinin, vatandaştan olan 300 TL alacağının tahsili için yazı üstüne yazı yazıyor, karar üstüne karar veriyor. İcra dosyalarının %80'i bin liranın altındaki rakamlardır.
İcra daireleri yargının kanayan bir yarasıdır. Zira yargıya olan güven erozyonunda bu dairelerin çok büyük fonksiyonu vardır. İcrada rüşvet verenler ister istemez şöyle düşünüyor. “İcra müdürü bu kadar avanta alıyorsa hakim, savcı kesin bunun on katı alıyordur.”
Bu nedenle, Adalet Bakanlığı, İcra Hakimleri ve Cumhuriyet Savcıları birlikte çalışarak bu soruna dur demelidir. Sadece bir kurumun tek başına bir şeyler yapmaya çalışması asla bu sorunu kökten çözmez.
TBMM Adalet Komisyon üyesi Bülent TURAN, “icra dairelerinde rüşvet” haberine Twitter üzerinden aşağıdaki mesajı göndermiş. ( Maarufi = Bilinen)
Sayın Turan, siz değilmisiniz, icra sorunlarından yakınan vatandaşlara, "Alacaklı ne olacak, Taahhüt ihlal hapsi kalkarsa alacaklı ne yapacak", diyen. Bu sorun reklam yaparcasına, Twitter üzerinden mesaj göndermekle çözülmüyor,
Sayın Bülen TURAN, çok samimi iseniz, bu sorunu sadece bir "Avukatlık sorunu" tabiri caizse en hafif deyimle bu sorunu "Avukattan Rüşvet Alma Sorunu"olarak görmüyor ve vatandaşın sorunu olarak düşünüyorsanız. Kanun yapma yetkisi sizde, icra baskıyla, evin hanımından çocuğundan, okuma yazması bile olmayan annesinden bin bir türlü hile ile taahhüt alınmış ve hapis cezalarıyla yüz yüze kalmış vatandaşlarının sorununu bir an önce çözmeye çalışırsınız.
Artık bu yaraya birilerinin dur demesi, acil tedavi yöntemlerini biran önce uygulanması gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder