T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2012/24037Karar No: 2013/16574
Karar Tarihi: 14.06.2013
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, kefaletin geçersizliğine ilişkin talebinin reddi yönünden; davalı banka tarafından ise ipoteğin kaldırılması yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.06.2013 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi
KARŞI OY YAZISI
Davacı, davalılardan eşi olan İbrahim'in adına kayıtlı olup, aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine 04.01.2007 tarihinde annesi Güray Kaymaz'ın borcu için diğer davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin rızası dışında tesis edildiğini ileri sürerek kaldırılmasını talep etmiştir.İpotek tesis edildiği tarihte, tapu kütüğünde aile konutu olduğuna dair şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen davalının kazanımı, iyi niyetli olması halinde korunur (TMK. md. 1023). Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, aslolan iyi niyetin varlığıdır. Ancak durumun gereklerine göre, kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse de iyi niyet iddiasında bulunamaz (TMK. md. 3). İyi niyetin varlığı asıl olduğuna göre lehine ipotek tesis edilenin kötü niyetli olduğunu kanıtlama yükü, iddia eden davacıya düşer (TMK. md. 6).
Davacı, lehine ipotek tesis edilen davalının kötü niyetli olduğunu gösteren bir delil ileri sürmemiş ve davalının kötü niyetli olduğunu ispat edememiştir. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın kazanımı korunacaktır. Bu açıklamalar çerçevesinde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiğini düşündüğümüz için, sayın çoğunluğun aksi görüşüne katılamıyoruz.
Üye Üye
Halim Kayapınar Mustafa Ateş
Aile Konutu Şerhi Başvuruları Rekor Kırıyor
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre geçen yıl bin 253 konuta aile şerhi konulduğu, 2013’te 16 Ağustos itibarıyla bu sayının 3 kat artarak, 3 bin 700’e ulaştığı belirtiliyor.Aile konutu şerhlerinde, bağımsız bölüm olarak ifade edilen daire ve dükkanlar ilk sırada yer aldı, Aile konutu şerhi işlemleri, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde yoğunlaştı. İstanbul’da 953, Ankara’da 432, İzmir’de 303 ve Adana’da 109 gayrimenkule aile şehri konuldu. Doğu ve güneydoğudaki iller ise uygulamaya fazla ilgi göstermedi.
Yeni Medeni Kanun ile 2002’de getirilen aile konutu şerhi düzenlemesinin, yaşanılan mahkeme süreçleri nedeniyle kesintiye uğradı, İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne açılan bir dava sonrası Danıştay 10. Dairesi aile konutu düzenlemesinin yürütmesini durdurdu. Ancak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü davayı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna götürdü ve haklı bulundu. Aile konutu şerhi, doğrudan ilgili tapu dairesinde Aile Cüzdanı ibraz edilerek yapılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder