Hakimin isyanı; Bu İnsanı Cezaevine Göndermek Cinayettir

Çorum'da bir tavukçuluk firmasında çalışan Yücel Bolatçı, bir bankadan 4 bin TL kredi kullandı. Ancak geçen yıl hastalığı nedeniyle işten çıkarılınca da kredi taksitlerini ödeyemedi. Faizlerle birlikte 6 bin TL olan borç üzerine, banka ile Yücel Bolatçı yeniden yapılandırma konusunda anlaştı ve ödeme taahhüdünde bulundu. İşsiz olduğu için bu kredi taksitlerini de ödemekte zorluk çeken Yücel Bolatçı'ya banka avukatları Çorum İcra Ceza Mahkemesi'ne "Borçlunun ödeme şartını ihlal" suçundan dolayı dava açtı.

Çorum İcra Ceza Mahkemesi Hakimi Arzu Canikoğlu, borçlunun taahhüt tarihinden sonra işsiz kaldığı ve makul sebeple taahhüdü yerine getiremediği gerekçesiyle beraat ine karar verdi. Ancak banka avukatlarının Çorum Asliye Ceza Mahkemesi'ne yaptığı itiraz üzerine beraat kararı kaldırılarak "Taahhüdü İhlal" suçuyla ceza verilmesi için dosya Çorum İcra Ceza Mahkemesi'ne yeniden gönderildi.

Dosyayı yeniden inceleyen icra Ceza Mahkemesi Hakimi Arzu Canikoğlu, Yücel Bolatçı'nın hasta ve çalışamayacak durumda olması nedeniyle bozma kararına rağmen bir önceki kararında direnerek tekrar "ceza verilmesine yer olmadığına" kararını verdi. Kararda: Borçlunun mahkememizce gözlemi sonucunda içinde bulunduğu durumun çalışarak borcu ödemesini imkansız kılacak ağırlıkta olduğuna dair vicdani kanaat oluşmuş, her ne kadar beraat kararımızın kaldırılmasına ilişkin Asliye Ceza Mahkemesi kararı kesin karar ise de, mahkememizce yeniden borçlunun sağlık durumunun ağırlığı gerekçesi ile beraat vermek gerekmiştir. denildi.

İcra Ceza Mahkemesi Hakimi Arzu Canikoğlu, kararı açıklamasının ardından şu değerlendirmeyi yaptı:

Benim vicdanım kanser hastası bir insana ceza verip cezaevine göndermeyi kaldırmaz. Şuan bu insan lenfoma hastası yani kan kanseri, normal vücut ağırlığının çok altına düşmüş, işten de çıkarılmış, sağlık durumuna bakarsanız yeniden bir işe girmesi ve çalışması da mümkün değil. Mal varlığı da araştırıldı ve hiçbir şeyi yok. Bu insanı cezaevine göndermek cinayet işlemek olur.

Bu kararla cezaevine girmekten kurtulan 2 çocuk babası Yücel Bolatçı, "Hakime hanım Arzu Canikoğlu'na çok teşekkür ediyorum. hem hastalığım hem de işten atılmam beni ekonomik anlamda çok zor durumda bıraktı. Kemoterapi tedavisi görüyorum. Okula giden iki çocuğum var. Evim kira. Üstelik sağlık durumum da çalışmaya müsait değil". dedi

Yücel Polatçı'nın avukatı Rıtvan Çam, müvekkili hakkındaki hapis cezası talebinin reddedildiğini belirterek, "Ben avukat olarak bu davada herhangi bir vekalet ücreti talep etmeden yer aldım. Kanser hastası bir kişinin cezaevine sokulmak istenmesi son derece yanlış bir davranıştır. Müvekkilim sağlık sorunları yaşamakta ve bu sorunlar alınan raporlarla da sabittir. Mahkemenin kararı da yerinde olmuştur" dedi.

Kararının oluşumunda sadece yasaların lafzi yorumunu değil, vicdanını da karara katan, doğru, yerinde, adil, vicdan sahibi bir hukukçuya yakışır karara imza atan Çorum İcra Ceza Mahkemesi Hakimi Arzu Canikoğlu'nu tebrik ediyoruz.

Mal varlığı yoksa ve çalışamıyorsa bu aşamadan sonra borcunu ödeyemiyor diyerek canını mı alacaksınız?

Kanun, sebepsiz yere borcunu ödemeyen, mal kaçıran, yada sapasağlam olmasına rağmen keyfi olarak çalışmayıp borcunu ödemeyen kimselerin cezalandırılmasını öngörmektedir.

Çalışamayacak kadar hasta ve düşkün olmaktan daha önemli bir "ÖDEMEMENİN MAKUL GEREKÇESİ" olabilir mi?

Ayrıca İcra suçlarını, ne hikmetse adam yaralamaktan daha ağır bir suç gibi gösteren düzenleme de vicdanları yaralar niteliktedir. Daha ağır bir suç olan yaralama suçlarında bile hapisle sonuçlanan mahkumiyet kararları, icra suçlarından daha az süreli hapis cezası ile sonuçlansa dahi o kararlar temyizi kabil iken, taahhüdünü yerine getirmedi, borcunu ödemedi gerekçesi ile doğrudan hapis cezası verilerek ve temyiz hakkına nazaran daha güvencesiz görünen itiraz sürecinden geçirilerek icra suçlarının yargılamasının jet hızıyla sonuçlandırılıp kişinin cezaevine gönderilmesinin "ölçülülük (suç ile orantılı ceza verilmesi gerekmesi) ve eşitlik ( daha ağır suçları işleyenlerin yargı yolu konusunda daha fazla güvencelere sahip olması) ilkelerine aykırı olduğu da çok açıktır.